be solidly for: Ingilizce Türkçe: be solidly for: Görüşlerin tamamen birleştiğini belirtir: Alibeyköy is solidly for our man. Alibeyköy´de herkes bizim adamı tutuyor.Devamını Oku
choice: Ingilizce Türkçe: choice: i. 1. seçme, seçiş. 2. seçilen kimse/şey: He was our choice. Bizim seçtiğimiz oydu. 3. seçenek, şık,…Devamını Oku
inimical: Ingilizce Türkçe: inimical: s. 1. to -e düşman: That village is inimical to strangers. O köy yabancılara düşman. 2. to…Devamını Oku
tilt the balance: Ingilizce Türkçe: tilt the balance: (bir şey) (başka bir şeyin) sonucunu etkilemek: Your vote has tilted the balance in our…Devamını Oku
would: Ingilizce Türkçe: would: yardımcı f. 1. Geçmişe ait bir gelecek zamanı belirtir: The day when he would depart was drawing…Devamını Oku
to: Ingilizce Türkçe: to: edat 1. -e; -e doğru: They went to Samsun. Samsun´a gittiler. Give the money to her! Parayı…Devamını Oku
stock: Ingilizce Türkçe: stock: i. 1. stok, depodaki mallar. 2. envanter: We don´t have that in our stock. Envanterimizde yok o.…Devamını Oku
in our midst: Ingilizce Türkçe: in our midst: aramızda.Devamını Oku
volume: Ingilizce Türkçe: volume: i. 1. hacim, oylum: volume of a sphere kürenin hacmi. 2. ses, ses gücü: Turn down the…Devamını Oku
so: Ingilizce Türkçe: so: z. 1. böyle, böylece; şöyle, şöylece; öyle, öylece: While I was so doing the doorbell rang. Böyle…Devamını Oku